time of day

  1. (a) günün belirli saati, (b)
    k.d. dikkat, itina, ilgi.
    He wouldn't give her the time of day:
    Ona hiç ilgi göstermez (zaman ayırmaz).
aklı başında değil, bunak, aptal, budala.
vakit geçirmek, sohbet etmek.
gece veya gündüzleri Noun
bir hizmetin
diğer saatlere göre daha az kullanıldığı saatler ücreti
… ile görüşmek/kısa bir görüşme yapmak, şöyle bir merhaba demek.
birisiyle dereden tepeden konuşmak, sohbet etmek, gününü çene çalmakla geçirmek.
durumun vahametini anlayamamak Verb
birini gözden kaçırmamak Verb
biriyle hoşbeş etmek Verb